20 Ekim 2010

İstiklal Caddesi






İstanbul’da öyle bir yer var ki 2 gün gitmesem özlüyorum. Oraya gidişlerimi mevsimsel değişiklikler hiç etkilemiyor. 4 mevsim 12 ay sürekli gidiyorum çünkü gitmediğim zaman eksikliğini hissediyorum.

Bahsettiğim yer İstiklal Caddesi...

Kalabalıklaştıkça güzelleşen, güzelleştikçe azizleşen bir ortama sahip bir cadde. Yazın da kalabalık kışın da, haftaiçi de haftasonu da. Son zamanlarda uğruna şarkılar dahi yapılan uzunca bir İstanbul simgesi.

İşin en tuhafı yıllar geçtikçe cadde üzerinde bir çok şey değişmesine rağmen caddenin ruhu asla değişmiyor.

Şimdi bu yazı konusu nerden mi aklıma geldi? Son zamanlarda dilime takılan 2 şarkı var. İkisinde de “İstiklal Caddesi” geçmekte.

İlki Şebnem Ferah’ın 2009 yılı sonunda çıkarttığı “Benim Adım Orman” adlı albümünün “İstiklal Caddesi Kadar” ‘ı, diğeri ise Özgün’ün “Yeni” isimli single’ının “İstiklal”i...

Alt yapı olarak çok ama çok farklı iki şarkı, yorum olarak yine bir o kadar farklı ama şarkılara adını veren cadde aynı!

Özgün, İstiklal Caddesi’nin eğlenceli tarafını vurgularken, Şebnem Ferah şarkıda yaşanan aşkla ve bağımlılıkla İstiklal Caddesini özdeşleştiriyor.

Özgün; şarkıda İstiklal Caddesini, “aşk, bar, gece, coşmak, kadeh, rakı” kelimeleriyle vurgularken,

Şebnem yine aynı caddeyi, “sevmek, gece, yer etmek, düşünmek,tarih , gelecek” kelimeleriyle vurguluyor.

Özgün’ün şarkısı dinamik ve hareketli bir seyir izlerken Şebnem slow ve lokomotif bir şekilde şarkıyı işliyor.

Yani her iki şarkıyı birleştirdiğimizde İstiklal Caddesi’nde, aşklar yaşanıyor, coşku yaşanıyor, içkiler içiliyor, ilişkiler geçiliyor, düşünülüyor, konuşuluyor, yer ediniliyor.

Kısacası hayat yaşanıyor...



“tam yılın aşk aylarında
istiklal barlarında her gece coşarken
tüm, sıkı dostlar yanımda
boş kadehler masamda dolarken taşarken
.........................................”

Özgün’den

< ========================================>

“...........

düşünüyorum
ne kadar sevmiş olabilirim
düşünüyorum
sen, ben, gece ve bir yol
başka bir şey
yok elimde hafızamda
düşünüyorum
ne kadar yer etmiş olabilir

istiklal caddesi kadar ...”

Şebnem’den

18 Ekim 2010

SATEN















Değişen müzik kültürümüz zaman içinde kendi ürünlerini yarattı. Müzik albümleri 2000’li yılların sonuna gelindiğinde artık “albüm”, “single” veya “maxi-single” olarak anılır oldu. Bu 3 başlığı karşılaştırdığımızda 2010’dan itibaren aslında bunlardan farklılaşan bir albüm tarzı daha ortaya çıktı. Avrupa’da sıklıkla kullanılan bu tarzın yerli adı sanırım henüz oluşmadı veya tam oturmadı ama ben adlandıracak olsam sanırım “Yarım Albüm” diyebilirdim.

Son dönemlerde bu tarzın yegane örneği “Saten” albümüyle Sibel Tüzün .

Single ‘a karşı olduğumu her fırsatta dile getiriyorum. Hele yeni albümü için uzun bir ara vermiş güçlü seslerin bir “single” ile tekrar gündeme gelişleri beni üzüyor. Sibel Tüzün’ün 2003 yılında çıkardığı son albüm olan “Kırmızı” ‘dan sonra 2010 yılında yeni bir albüm çıkaracağını duyduğumda çok heyecanlanmıştım ama ne yalan söyleyeyim bu albümün 10 veya 12 şarkılık tam bir albüm olmayışı ilk etapta beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.

Ama Sibel Tüzün “Saten” albümünde seçtiği 5 şarkı ile bu hayal kırıklığımı sildi süpürdü hatta “single” albüme karşı olan beni “Yarım Albüm” konusuna ikna etti.

Çünkü ,

1) “Yarım Albüm” 5 şarkıdan oluşmakta ve dinleyicinin tüm ilgisi sadece bu 5 şarkıda toplanmakta.
2) Albümün hazırlanması esnasında sanatçı ve tüm ekip albüme seçilecek olan bu 5 şarkıya yoğunlaşması sonucu albümde boş şarkı olma ihtimali çok düşük.
3) Bu 5 şarkı dinlenip sindirildikten sonra dinleyici bir diğer 5 şarkıyı daha büyük bir beğeniyle bekliyor oluyor.

Saten’de de aynen böyle olmuş ve 5’te 5 başarı ile bir albüm çıkmış ortaya.

Albümdeki şarkılara gelirsek albümün çıkış şarkısı Sibel Tüzün muzipliğine yakışan bir şekilde iddiasız maliyetle çekilmiş iddialı klibiyle bir cover olan “Erkekleri Tanıyın". Şarkının sözleri Fecri Ebcioğlu, müziği Yehuda Offen ‘e ait. Günümüze yakışan düzenlemesi ve Sibel Tüzün’ün ses rengi şarkıya çok yakışmış. İlk klibin bu şarkıya çekilmiş olması ise uzun yıllardan sonra Sibel Tüzün’ün sesini bize tanıdık bir şarkıyla tekrar hatırlatması açısından ticari olarak da yerinde bir karar.

Albüme adını veren “Saten” ise sözü ve müziği sanatçının kendisine ait bir çalışma. Sözleri hemen dile dolanan, müziğiyle denizden esen ılık bir rüzgarı anımsatmakta. Eğer bu şarkı kliplenirse klipte yer alacak o saten yatağın deniz manzaralı bir odada olması bence şarkının ruhuna cuk oturur.

“Çok” ise kıpır kıpır , fıkır fıkır bir şarkı. Söz ve müzik yine Sibel Tüzün imzalı. Şarkı, sözlerinin nispet içerikli oluşuyla ve “ Yanıma gelip imza bile alamayacaksın” dizesiyle oldukça eğlenceli.

“Sana Anlatmam Lazım” ve “Maalesef” te sözler Zeynep Talu ‘nun müzikler ise Sibel Tüzün’e ait. Sana Anlatmam Lazım şu anda radyolarda sanki diğer şarkılardan bir adım daha öne çıkmış durumda ve 2. klip sanki kendisine gelecek gibi. Eğlenceli bir müziğe sözler Zeynep Talu tarafından yine her zamanki gibi yerli yerinde , tutunmuş vaziyette.

“Maalesef” ise albümün nazlı çiçeği, hatta gelinciği. Bir şarkı ne kadar naif ve ne kadar narin olabilirse işte “Maalesef” de ancak o kadar narin. Hani 90’ların o meşhur “kült” slowları vardır ya “Maalesef” de işte onlardan. Sadece çıkış tarihi 2010. Sibel, “Canını yakmamak için senden kaçıyorum, ben ağlatırım seni kendimi tanıyorum” dedikçe canınızın yanmaması imkansız.

Albümün geneline bakıldığında Sibel Tüzün’ün besteciliği öne çıkmakta. Albümdeki beste kalitesi de göz önüne alındığında Sibel Tüzün’ün bu işin hakkını alasıyla vermiş diyebiliriz. Sözlerin bestelerle uyumu ve albüme Zeynep Talu desteği de tabi ki yadsınamaz.

Göğsünüzü gere gere arşivinize koyabileceğiniz bir albüm “Saten”.

Sibel Tüzün’ün bundan sonra çıkacak albümlerinin ışıltılı bir virgülü…

9 Ekim 2010

BARBAROS



Türk Pop Müziği dünyasına belli aralıklarda ve belli dönemlerde birçok kişi katılıyor. Kimisi daha adını duyuramadan hayallerini cebine koyarak bu dünyadan ayrılıyor kimisi ise sesi, görünüşü ve şarkılarıyla bir çıkış yakalıyor.

Ama inanın bana böylesi 40 yılda bir geliyor… Gerekirse teknik destekle bir şarkıyı stüdyoda okuyabilen “yeterli” sesler piyasada bir hayli fazlayken Allah vergisi büyük sesi olanlar diğer “eh işte” seslerin yanında azınlıkta kalıyor.

Bahsettiğim kişi “Barbaros Büyükakkan” . O bir bariton. Sesinin eşsiz güzelliğini “Ladies & Gentleman” ekibinin provalarından bilirdim. 2009 yazında Ferhat Göçer-Sezen Aksu konserlerine gideniniz hatırlayacaktır, bu konserlerde sahnede kalabalıkça bir koro vardı. İşte onlar Ladies & Gentleman ekibi.. Hatta bu ekip Barbaros’a albümün çıkış şarkısı olan “Olur Ya” ‘da eşlik ediyor.

Gelelim albüme… Albümde söz yazarı ve besteci olarak usta isimleri görmek mümkün. Albüm aranjeler açısından da birçok albümden farklılaşıyor çünkü albümde şarkı aranjeleri Volga Tamöz, Mustafa Ceceli ve Aykut Gürel’e ait. Bu 3 ismi aynı anda bir albümde aynı anda bulabilmek çok zor. Yıllar öncesinin “Erol Evgin” tadındaki eserlerinden zevk alanların günümüz yapısıyla oluşturulan bu şarkıları da beğeneceklerinden eminim.

Şarkıları tanıtacak olursam;

6. His: Albümün açılış şarkısı . Albümde klip çekilen ilk şarkı. İlkbaharda klibi çekilen ve paylaşılan bir şarkı olan “6.His” introsuyla bile sizi etkisi altına kolayca alıyor. Sözleri ve müziği Şehrazat’a ait.

Benden Olsun: Norveç’te yaşayan Suriye kökenli müzisyen Ciwan Haco’ya ait müziğin Zeynep Talu tarafından güzel sözlerler nakış gibi işlenmesiyle oluşan harika bir şarkı. Albümün favorilerinden, bence en kısa zamanda kliplenmesi gerekenlerden. Albümde bu şarkının Suat Ateşdağlı tarafından yapılan Remix versiyonu da mevcut.

Karar Verdim : Sözleriyle hafif bir sitem içeren aşkta dünya gerçeklerine atıfta bulunan bir Şehrazat şarkısı. “Saralım baştan/Hepimiz kendi hikayelerimizi/ Soralım aşktan/Hangisi yalan hangisi yapan” dizeleriyle dikkat çekmekte.

Olur Ya : Albüm çıkmadan önce çıkış şarkısı ne olsun diye bana sorsalardı hiç tereddüt etmeden “Olur Ya” derdim. Aslında albüm çıkış şarkısı 6. His oldu ama albüm çıkışının sonbahara kalışıyla birlikte "Olur Ya" 2. klibinin çekildiği 2. çıkış parçası oldu. Hareketli, kıpır kıpır bir “Aiman Bahjat, Mohammat Yehia, Wisam Mumtaz” bestesi üzerine yine Zeynep Talu sözleri… “sence’li benceli” sözler, hemen dile dolanıyor. Belki de albümün en iddiasız görünün ama en iddialı şarkısı.

Bu Da Böyle Bir Hikaye: İlk dinlediğimde hemen alışamadım, diğer şarkılar gibi hemen 2. kez dinlemek istemedim. Ama sonra sonra dinledikçe çok sevdim. Söz ve Müzik Şehrazat.

Değiştim: Albümün en değerli şarkısı desem diğerlerine haksızlık eder miyim acaba? Bu şarkının sözlerinin rahmetli Çiğdem Talu’ya ait olduğunu dikkate alırsak sanırım haksızlık etmem. Zeynep Talu’nun büyük bir jestiyle albüme giren, Şehrazat’ın usta besteciliğiyle bestelenen bir başyapıt olmaya hak eden gerçek bir pop müzik eseri. Mutlaka kliplenmeli!

Affet Beni : Orjinaliyle albümün kapanışını da yapan söz ve müziği Patricia Carliye ait Fransız şarkı “Pardonne Moi” nın sözleri Fikret Şeneş tarafından yazılan Türkçe versiyonu. Sözlerde Fikret Şeneş ustalığı hakim. Piyanoda ise Mustafa Ceceli var.

Olmadı Böyle : Bir Zeynep Talu- Onur Mete işbirliği… Duygusal tonların hakim olmadı lokomotif bir şarkı. Eli yüzü gayet düzgün bir pop şarkısı. İlk dinleyişinizde bile eşlik eder hale geliyorsunuz.

Sonuç olarak diyebilirim ki Barbaros ve sahibinin adını taşıyan bu albümle Türk Pop Müziği yeni bir ses kazanmıştır. Albümün kalitesi ise albüme atılan “Şehrazat, Fikret Şeneş, Zeynep Talu, Çiğdem Talu, Onur Mete, Volga Tamöz, Aykut Gürel, Mustafa Ceceli ve Suat Ateşdağlı” imzalarından besbellidir.

2011 yazı başta olmak üzere bundan sonraki yaz konserlerinde “Barbaros” ismini sıklıkla duyacağınıza eminim.

Demiştin dersiniz!