24 Haziran 2011

Kıskançlık














İnsan içgüdülerinin en doğal uzantılarından biridir kıskançlık. Hepimizde az oranda da olsa vardır. Bazılarımızı kamçılar, bazılarımızı kurutur...

Kıskançlığın sözlük anlamı;
“Başka bir kişinin bize göre bir üstünlük gösterdiği ya da sevilen birisinin başkası ile ilgilendiği kanısına varılınca takınılan tutum ve duyulan duygu” olarak geçer.

Yani kıskançlığın temelinde var olan iki kişi arasında birinin diğerine karşı var olan üstünlüğü yatar.

Kıskançlık bence iki türlüdür: Zararlı ve Zararsız.

Zararsız kıskançlık da zaten sorun yoktur.
“Onda var bende niye yok?” sorusunu kişi sorgular.
Kişi ne kendine zarar verir ne karşısındakine. Biraz mantıklı bir kişi kendi eksiğini arar, ne konuda eksiktir ki karşısındaki ona göre üstündür. Kendini sorgular, kıskançlık duygusu şeker olur bal olur kendini kamçılar ve bu noktada kıskançlığı faydaya dönüşür..

Ama zararlı kıskançlıkta işler değişir.
Soru bu durumda “Bende yok, onda niye var?” dır.

Bu noktada kıskanan kişi okları kendine yöneltmez. Karşısındakine hırslanır. Kendini yukarı çekmeye çalışacağına kıskandığı kişinin kendi seviyesine düşmesini ister. Mutsuzsa başkasının mutluluğunu kabul edemez. Onun da mutsuz olması onu rahatlatır. Böyle bir hasta ruhtur işte bu zararlı kıskançlık... Kişi kendini yer bitirir kendine zarardır. Daha beteri karşısındakine zarar vermeye başlayınca ortaya çıkar. Çamur atar, iftira atar, hırsını alamaz mümkün olsa kafa atar, tekme atar falan...

Kontrolsüz kıskançlık kötüdür. Hatta tehlikelidir.

Kıskançlığı cinsiyete indirgemek çok doğru değildir ama kadınlar kıskançlığı daha yüzeye vurur, erkekler daha içten götürür...
Başarı kıskanılır, güzellik kıskanılır, zenginlik kıskanılır, yaşam tarzı kıskanılır...

Kıskanılmakla kalınmaz çoğu zaman bu kıskançlık satıraltlarında ifade edilir...
En samimi söylenen “Hayat sana güzel” cümlesinin altında bile hafiften bir serzeniş yatar.
Bir insanın cümleyi kuruş şekli tüm duygularını ifade eder ;

Onda var bende niye yok?

Bende yok onda niye var?


Bu iki cümle arasında nasıl da büyük fark vardır değil mi?

Görebilene, hissedebilene ....

8 Haziran 2011

Öptüm, Sezen...




Mayıs ayının son bulmasıyla Sezen Aksu’nun son solo albüm çalışması “Öptüm” “Bakarsın Umduğundan İyi Geçer Yaz” sloganı ile müzik marketlerde yerini aldı.
Şarkıların dinlenmesiyle birlikte bir çok eleştiri de beraberinde geldi. Bence bu albümde beğenilmeyecek şarkı yok ama şarkıları beğenmeyen bazı muhalif sesler şu tarz eleştiriler beni hakikaten gerdi;

“Sezen artık eski Sezen değil.” ,
“Sezen eskisi gibi şarkı yapamıyor.”
” Bu şarkılarda eski şarkıların tadı yok”

E olmayacak tabi. Hangimiz eski biziz? Bugün hissettiğiniz yarına kalıyor mu? Ne demek bu şarkılar eski Sezen şarkılarına benzemiyor? Kadını o kült belli şarkıları yaptığı için pişman mı edelim şimdi?

Çok samimi söylüyorum bu “Öptüm” albümünü, aynı bu şarkılarla bir No Name şarkıcıya verin şu an en iyi çıkışı yapmıştı. Öylesi donanımlı bir albüm... Alper Erinç, Mithancan Özer, Aykut Gürel dokunuşlarıyla da albüm apayrı bir dinamizm kazanmış. Bu şarkılar Sezen Aksu albümünde yer alıyor diye eleştiriliyorsa maalesef yapacak bir şey yok.

Şarkılar hakikaten çok güzel. 3 kere dinleyin 5 kere dinleyin bana hak vereceksiniz. Tam yazlık bir albüm. Hele o slowlar , yaz gecesi rüzgarlarında dinlenince daha da güzelleşiyor sanki...
Hadi şimdi gelelim şarkılara; Sırasıyla..

Unuttun mu Beni: Şarkıyı ilk dinledim yavan geldi. Bir kez daha geldi yok ısınamadım. Üçüncü ve dördüncü dinleyişte şarkıya alıştım ama ne zaman ki albümüm en sonuna sürpriz olarak saklanmış şarkının demosunu Sezen Aksu’nun çıplak sesinden dinledim , şarkıya o an hayran kaldım. Daha sonra şarkının orjinalini dinleyince şarkıya aşık oldum. Bu kadar mı naif bir sitem olur bir şarkıda? : “O sahil, o ev, o ada, o kırlangıç da mı küs bana?” diyor Sezen... Deniz kenarında dinleyince eminim içinize işleyecek.

Arkadaş Şarkısını Duyunca: “Bir selam gelince, bir sela verilince , ağlarım Arkadaş şarkısını duyunca” nakaratıyla dikkat çeken, “Aramıza hayat girdi” dizesiyle gerçekleri yüzümüze vuran albümün hitlerinden bir şarkı. Eskiye duyulan özlem ancak bu kadar güzel anlatılırdı, üstelik hareketli, dinamik bir müzik altyapısıyla...

Ballı: Bu şarkı Sezen Aksu albümünde ilk defa bir Nazan Öncel şarkısı olması açısından bir ilk. Kıpır kıpır hareketli bir şarkı. Sezen Aksu’nun Nazan Öncel’den bir şarkı seslendireceğini duyunca açıkçası çok daha bomba bir şarkı beklemiştim, bu noktada hayalkırıklığı yaşadım ama kötü bir şarkı asla diyemem. Her yönden gideri var. Al başka birine ver A1 yapsın , çıkış şarkısı yapsın. Öyle yani.

Vay: Akşam olsun, gece olsun. Açın pencereyi bırakın rüzgar içeri girsin. Açın şarkıyı kapayın gözlerinizi... Sezen’in isyanına eşlik edin. Kalbiniz sızlamazsa ben de adam değilim! O kadar iddialıyım çünkü şarkı o kadar iddialı. “Vay yine mi keder, ama artı yeter...” Hakikaten “yeter be” diyeceksiniz!

Ayar: Bu şarkı tam bir hit. Sözleri ayrı güzel, müziği ayrı güzel. Hem fena gaza getiriyor hem anlayana fena ayar veriyor. Ayarın böylesine ben dünden razıyım. Tamam kabul arada vidalarımız gevşiyor, şaşırıyoruz işte o zaman bu sözler eşlinde insan Sezen’den okkalı bir ayar yemek istiyor.

Sayım: Bir Cemal Süreya şiiri... Nasıl bestelendi diye çok düşünmüştüm. Şarkıyı dinlemedne önce çok da heyecanlandım. Şarkıyı ilk dinlediğimde heyecanımda ne kadar haklı olduğumu anladım. Bu şarkı adamı Ilık ılık okşuyor , sebepsizce gülümsetiyor, bir tuhaf ediyor. Haytımda okuduğum en erotik şiir olan Sayım’ı muhteşem müziğiyle harika bir şarkı yapıyor ve dinleyeni tatlı tatlı uyuşturuyor...

Acıtmışım Canını Sevdikçe : Sözleri Yıldırım Türker’e müziği Sezen Aksu’ya ait bir şarkı. "Ah neden korktun, ah neden korktun / bir uyandım ki artık yoktun / uzanıp eşsiz hatırandan öptüm" sözleri sizi alıp götürüyor. Herkesin albümde bir çok favorisi var ama sanki herkes bu şarkıda buluşuyor. Öylesi güzel bir müzik öylesi uyumlu sözler... Muhteşem bir şarkı... Yerli Müziğin başyapıtlarından olacak bence. Bu arada albümde hala öpülüyoruz. Sözler öpüyor, şarkılar öpüyor... Hoşumuza gidiyor tabi ki...

Kaçıracağım Seni: Kötü diyemem, güzel bir şarkı. Ama diğerlerine nazaran iddiasız. Hani bana deseler albümde çok şarkı oldu, birini çıkarmamız gerekiyor. Ben hiç düşünmeden bu şarkıyı derdim. Beni diğer şarkılar kadar sarmadı. Mutlaka bu şarkının da sevenleri vardır ama ben ısınamadım.

Aşka Şükredim: Ah bu şarkı yok mu... Albümün gizli hiti. Albümü ilk dinleyince gözünüze çarpmıyor. Ama diğer şarkıları kanıksanıkça ve diğer şarkılara alıştıkça işte bu şarkı parlamaya başlıyor. Dikkat derim sonradan fena çarpıyor. Radyolarda en çok çalınacak şarkılardan birisi olacak. Çok sevdiğim bu şarkının en çok sevdiğim kısmı ise şu : “Doluya koy boşa koy , sabahlara kadar kan ter / Yut hapları oku kitapları geldik gidiyoruz bi haber”

Ah Felek Yordun Beni: Albümün enn eğlenceli şarkısı. Eğlenceli ve esprili sözleri ile dikkat çekiyor. Özellikle “yani, yani, yani, yani...” kısımları tam düğünlerde oynamalık, göbek atmalık... İyi ki koymuş bu şarkıyı bu albüme... Ah Sezen felek hepimizin eşeğine çüş diyor da sen bunu dile getirmeden farkında olamıyoruz...

Bu şarkının bitiminde Unuttun mu Beni’nin demosu var. Hoş bir sürpriz sizi bekliyor. Biraz dikkatli olanlar şarkının uzunluğundan peşinden bir şeyler geleceğini zaten çözmüşlerdir.

SON NOT: Kadın bu şarkıları yapmış, bu albümde toplamış. Ben daha ne olsun diyorum... Her albümü kendi içinde değerlendirmek lazım. Eğer şarkılar tek tipte ve bana hiçbir duygu geçiremeyen formatta olsaydı “Yok olmamış” derdim. Ekmeğim suyum Sezen’den gelmiyor ya, valla olmamış derdim. Ama şimdi yukarıda Allah var, bu albüme kötü diyen bence bir kez daha düşünsün. Takıldığı noktaları, çeşitli görüşleri bir kenara koysun ve müziğe başka mevzular ve hırslar karıştırmasın.

Albüm hakikaten çok güzel !