12 Nisan 2012

Aşk En Büyüktür Her Zaman














Türk Pop Müziğinin buğulu sesi İzel , 9. Solo albümü ile yine bizlerle...
En son 2007 yılında çıkarttığı “Işıklı Yol” albümünde sonra 2010 yılında bir proje albüm olan “Jazz Nağme” yi biz müzikseverlerle buluşturmuştu.

Biz İzel’den bu 5 yıl süresince yeni şarkılar duymamıştık.

Bu kadar uzun bir aradan sonra açıkçası nasıl şarkılar gelecek diye çok merak ediyordum. Çünkü İzel’in 90’lı yıllardaki haklı başarısının 2000’lerin başına geldiğimizde zirveye ulaştırması ve daha sonra yerli müzik ekonomisinin yaşadığı toplu resesyondan O’nun da payını almasıyla müzikal kariyerinin biraz geriye düşüşüne üzülenlerin en başında gelmiştim.

O elbette bu sürede boş durmadı, içinde bir çok hiti barındıran “Bir Dilek Tut” ve “Işıklı Yol” gibi iki güzel albüm çıkarttı ama doğrusunu söylemek gerekirse “Bir Küçük Aşk” ve “Bebek” albümlerinin popüleritesine maalesef ulaşamadı.

O yüzden yeni albümün hakikaten sağlam ve İzel’in 2010’larda tekrar hareketlenen müzik piyasasından kopmadığını göstermesi gerekiyordu. Bunun içinde farklı, alışılagelmedik , ezberbozan bir çıkışı olması şarttı.

Ve nitekim öyle oldu, İzel “Drakula” oldu !

“Aşk En Büyüktür Her Zaman” albümü İzel’in 9. Solo albümü...

Albümün ilk dikkat çekici özelliği şarkıların aranjeleri. Aranjeler inanılmaz başarılı. İzel , Berlin’deki Hansa, Nhow ve Homeru Stüdyolarında boşuna ter dökmemiş. Albümde “İyi Ki Doğdun” şarkısının müziği hariç tüm şarkıların söz ve müziği Alper Narman ve Onur Özdemir’e, bütün aranjeler ise Avrupa’da bir çok ünlü yapıma imzasını atmış olan, ödüllü aranjör Bülent Aris’e ait.

Albümün çıkış şarkısı “Drakula” . Ne yalan söyleyeyim Drakulayı ilk dinledim şok oldum. İzel’e o sözleri ilk başta yakıştıramadım. İzel’in 2.albümü olan “Emanet” teki “Geyik Çıkabilir” şarkısına verilen tepkiyi unutup yine aynı hataya düştüm . Ne İzel’e bir şey söyleyebildim ne şarkının sahipleri Alper’e ve Onur’a. Ama bu şok sadece 1 gün sürdü. Şarkıyı dinledikçe gerçekten sevdim. Aranjesine zaten en başından hiç bir sözüm yoktu.

İzel aslında zor olanı yapmıştı ve çok akıllı davranmıştı. 5 yıl sonra dönüyordu ve içinde 12 tane şahane şarkı olan albümü için dikkatleri çekmesi gerekiyordu, bu albüm dinleyiciyle buluşmadan boşa gidemezdi. Drakula bu noktada anahtar ötesi bir çilingir vazifesi gördü.

Drakula eğlenceli olmasının ötesinde satır altlarında bir kadının aşkta yaşayabileceği acıları da içeriyor. Ben yine de Drakula’ya çok takılmadan albümü temizinden 3 kere peşpeşe dinleyin derim. 4. Dinleyişiniz inanın çok farklı olacak.
Albümün 2. dikkat çeken parçası “Düşer O” .Tam bir slow hit.

“Amerika” , “Rezil”, “İmdat”, “Yaz Geldi” baharda, yazda sizi kıpır kıpır ettirecek albümün güzel hareketlileri. Ben özellikle “İmdat” ı çok sevdim. Sözleri “Ya Rab / Hepimize Yardım / Sonumuza hayır/ Nefsimize akıl lazım” şeklinde. Rezil ise muhtemelen yazın hiti olacak ve kliplenmesi de zorunlu olacak bir şarkı. Kluplerde çalınması en muhtemel olanlardan. Ve Amerika... Bence çok büyük bir hit olmasa bile “Kuşlar yesin yalanlarını...” nakaratıyla dillere düşeceği aşikar.
Albümün lokomotiflerinden “Oh Olsun” ve “Göz Göre Göre” ayrıca dikkat çekici. Göz Göre Göre, “Hoşcakal dedim ama boşta kal diye bir dilek tuttum” sözüyle şarkının samimiyetini size direkt olarak geçiriyor.

“Aşk En Büyüktür Her Zaman”’ın slow şarkılarını daha bir çok sevdim. Öyle eserler var ki sizi alıyor sizden öteye sürüklüyor. En favori slow’um “Solmuş Gül Kasabası”. Sözlerine baksanıza : “Aşk bitti /Batmış geminin malları diyorlar bize sevgilim nerdesin? /Kafir kenafir onlar güzelim /Sen kafana takma göm onu koynuma”

Diğer slowlara gelince;

İzel, Hicran şarkısında “Hicranı sevdiysem bundan kime” diyor... Nefis..

“Bir telaş, hep başa bela, halbuki bu aşk rüya gibi olsa” sözleriyle İlk Yara belki de albümün en naifi.

Hele “İyi ki Doğdun”.. Bir adaptasyon şarkı olmasına rağmen albüm bütünlüğünü hiç bozmuyor. “Bir geldin , hoşgeldin / binbir oldum birken ben /.../ Güneş misin ay mısın / İyi ki doğmuşsun sen”

Sonuç olarak bu albüm Türk Pop Müzik arşivinde haklı bir yer edinecek. 12 de 12 güzellikte şarkılara sahip bir albüm. Ve sanki bu şarkıları iyi ki de İzel söylemiş. Onun sesiyle inanılmaz özdeşleşmiş her bir şarkı.

İzel,

Bir geldin , hoşgeldin ...

10 Nisan 2012

Kral Tv 18. Video Müzik Ödülleri Tahminlerim



18. Kral TV Video Müzik Ödülleri için benim oylarım bu yönde, bakalım 13 kategoriden kaçını tutturabileceğim ? :)

En İyi Albüm : Ajda Pekkan / Farkın Bu

En İyi Şarkı: Ajda Pekkan / Yakar Geçerim

En İyi Kadın Sanatçı : Ajda Pekkan

En İyi Erkek Sanatçı: Murat Boz

En İyi Grup: Model

En İyi Düet : Atma / Hande Yener & Sinan Akcil

En İyi Çıkış: Halil Sezai

En İyi Proje : Nilüfer / 12 Düet

En İyi Klip: Sinan Tunçay / Sevil Kaynak - Vay / Sezen Aksu

En İyi Remix: Burak Yeter / Yakar Geçerim/ Ajda Pekkan

En İyi Dizi Müziği: Muhteşem Yüzyıl / Fahir Atakoğlu – Soner Akalın –

A.Ateş

En İyi Film Müziği : Aşk Tesadüfleri Sever / Mehmet Günsür & TNK

En İyi Enstrümantel Albüm: Erkan Oğur / Anatolian Blues

2 Nisan 2012

Twitter'ın Altın Çağı



Yeniden merhaba,

Uzun bir kışın ardından ben de kış uykusundan uyanıp bloguma daha çok zaman ayırmaya karar verdim ve bu süreçte Twitter altın çağına geçiş yaptı.
Sizlerde farkındasınızdır Twitter şu dönem altın çağını yaşıyor. Benim Twitter hesabımı açalı tam 2,5 yıl oldu.

2,5 yıl öncesiyle bugun gelinen nokta arasında dağlar kadar fark var.

Türkiye’de Twitter’ın yıldızı ilk olarak ünlü oyuncu ve şarkıcıların kullanımı ile parladı. Bu alan şarkıcı ve oyuncular için çalışmalarını duyurma açısından çok önemliydi. Twitter zamanla ünlü isimlerin online basın açıklaması merkezine bile dönüştü .

Şimdi bu alana yeni üyeler de eklendi.

Şu anda piyasada var olmak isteyen bütün markaların artık bir Twitter hesabı olmak zorunda. Bu hesapla bu markalar takipçilerine kampanyalarını, ürünlerini kolayca duyurabiliyor.

Hatta bazı markalar bu hesaplara takipçi çekebilmek için çeşitli yarışmalarla takipçilerine çeşitli ödüller vermeye başladılar bile !

Yine dikkatinizi çekmiştir yerli dizilerde bir hashtag modası hakim. Her bölüm bir konu dizide hashtag (#) ile belirtiliyor ve bu hashtagler vasıtasıyla insanların yorumları alınıp bu konunun TT (Trend Topic) olması amaçlanıyor, böylece dizinin reytingi de sosyal medyada ölçülmüş oluyor. Yani bir diziyle ilgili sizin yaptığınız her bir hashtag li yorum dizinin o akşamki sosyal medya reyting kaderini belirliyor.
Sosyal medyanın gücünü çok önceden hisseden PR ajansları da sosyal medya üzerinde yoğunlaşmış durumda hatta sadece sosyal medya üzerine çalışan ajanslar bile var artık.

Eğer üreticiyseniz ve bir marka sahibiyseniz markanızın Twitter hesabını mutlaka oluşturun. Takipçi sayınızı nasıl arttırırsınız, ürünlerinizi tüketiciye nasıl tanıtırsınız bunun üzerine biraz kafa yorun.
Yok eğer sadece tüketiciyseniz beğendiğiniz markaların Twitter hesaplarını mutlaka takibe alın. Böylelikle yeni ürünlerden, indirimlerdeni, kampanyalardan haberdar olur hatta bazı sürpriz hediyeler kazanabilirsiniz.
Diziler ve TV programları konusunda da mutlaka # ile yorumunuzu belirtip Sosyal Medya reytinglerine katkıda bulunun derim.

Türkiye’de Twitter asıl şimdi başladı, Twitter’ın tadı şimdi çıkacak.

İnanın bana, güvenin bana !