21 Şubat 2010

KULİS FARESİ


Ne zaman bir tiyatroya, bir konsere gitsem sahneden ziyade hep sahne arkasını merak etmişimdir. Seyircilerin görmediği tatlı telaşlar, hazırlık süreçleri bana hep enteresan gelmiştir. Hele ki tiyatronun oyuncuları veya konserin evsahibi eğlenceli bir kişiyse o kulisin kahkahadan yıkıldığını tahmin etmek zor değildir.
Böyle bir kulise sahip sanatçıların en başında Sezen Aksu geliyodur sanırım. Benim en büyük hayalimdi Sezen Aksu’nun kulisinde bulunmak.. Bu işi ciddi ciddi kafama koymuştum..

2007 yılının sonbaharında yurtdışından bir arkadaşım geldi. Kendisi ünlü bir Türk sanatçının konserini izlemek istiyordu, bu konuda benden yardım istedi. O sırada da “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği”’nin büyük bir projesi gündemdeydi. Daha çok çocuklar okutmak için, “Ajda Pekkan, Nilüfer ve Sezen Aksu” konseri! Hemen arkadaşıma söyledim: “Al sana bir değil tam üç tane ünlü hem de çok ünlü sanatçı!”. “Hemen en önden 3 tane bilet al dedi” (Biri de benim için hihihi) Dedim saçmalama, en ön biletlerin tanesi 250 TL! Hepsi eder 750 TL! Kendisinin parasal bir sıkıntısı olmayacak ki “Hiç, problem değil hem çocukların eğitimine katkımız olur” dedi ve alındı en önlerden 3 bilet !

Konser günü arkadaşım ve kız arkadaşının son gecesiydi İstanbul’da. Ama öyle bir şey oldu ki çok haklı bir sebepten ötürü 3 dev sanatçının konseri ertelendi. Biletler kaldı mı elimizde? Eee bizimkiler dönecek memleketlerine.. “Siz gitmiyosunuz madem ben de gidemem” dedim istemeyerek. İçim gitti tabi ki, çünkü böyle bir konser her zaman olmazdı hem de VIP koltukta.. Rahatlatan cevap arkadaşımdan geldi: “Biz gidemiyoruz ama bu sana bi hediyemiz olsun..” Benim bilet bende kaldı yani!

Ertelenen konser günü geldi, Lütfi Kırdar!da yerimi aldım, konser harikaydı.. Konser bitiminde acaba o kulise nasıl sızarım, Sezen’i nasıl görürüm planlarını hızlı hızlı düşünmeye başladım. Kafamda tilkiler dolanırken takıldım bir görevlinin peşine o önde ben arkada sahnede dolaşmaya başladık..Bütün seyirciler gitmişti ve ben adamı takip ede ede kendimi kuliste buldum. 3 kapı yanyana ve kapıların üzerinde sırasıyla “Sezen Aksu”, “Nilüfer” ve “Ajda Pekkan” yazıyor.. Hatta Nilüfer koridorda dolanmakta.. Ama benim aklım Sezen’de .. Sezen’in kapısının önündeki kalabalığın çaktırmadan bir parçası oluverdim. (Herkes elbet birinin tanıdığıdır diye düşünsün diye hehe). Yan odadan Ajda’nın sesi geliyordu ama tüm odağım hala Sezen’deydi.. Aşmış bir Sezen hayranıyla yanyanaydık.. Kız biraz tuhaf geldi bana.. Şizoya bağlamış demek hafif kalır şizoya dolanmış desem bile yetersiz.. İki de bir bana “O benim burda olduğumu hissediyor, rahatsızlık vermeyeyim diye bana görünmüyor, biz onla telepatiyle anlaşıyoruz” tarzında saçmalayıp durdu. Kıza tam “ Kızım de get, ben sadece bir fotoğrafın peşindeyim, daha senin kadar tırlatmadık” diyecekken Sezen Ajda’nın odasından çıkıverdi. O anda Şizo Kız kadının sağını ben solunu sardım. (Tamam kabul edeyim o an Şizo Kızdan bir farkım kalmadı ben de kontrolümü kaybettim, gördüğünüz gibi hacı hacıyı mekkede deli deliyi dakkada buluverdi!) Ben şoklardayım tabi ki, ilk defa görüyorum Sezen’i.. Eline yapışıverdim Sezen’in.. “Sen o şarkıları bu ellerle mi yazıyosun , ah senin yüreğine sağlık” dedim. “Yok neremle yazacaktım” dercesine şaşkınlıkla yüzüme baktı ve fotoğraf çektirme isteğimi kabul etti. Tabi aralarda kuliste kahkahalar hava uçuşuyordu ve tüm ekip konseri içkilerle kutluyordu. Bir an Sezen’in vokalistinden “ Bir kadeh de ben viski alabilir miyim” diyecektim ki içimdeki ses “ Yok artık,abartma! Kulis faresi isen fareliğini bil!” dedi. Doğal olarak hak verdim içimdeki sese.. Viski içimde kaldı ama Sezen’i gördüm, O’nunla fotoğraf çektirdim hatta O’na sarıldım ve O’nu öptüm. Bu sadece bir başlangıçtı, Sezen görüşmelerinin devamı ilerki yıllarda bir kaç kez daha gerçekleşti . Yani kulis maceralarım sadece bunun sınırlı kalmadı. Bana nasip olan bu güzel Sezen buluşmaları hala hayatımın en tatlı anılarından bir kaçı.. Kim bilir belki de Sezen bana el verdi... 

NOT 1 : Biliyorsunuz bir önceki yazının notuydu Demet Akalın’ın Safir programı. Demet verdiği sözü tuttu ve beni programına davet etti.. Bir arkadaşımla birlikte seve seve gittik.. Kulis faresi olarak direkt kulise geçtim. Demet sahne programı için çoktan hazırdı. Demete daha önce “O kulisi dağıtırım kahkalarımla, yıkarım orayı diyen ben kulise girdiğim andan itibaren resmen donakaldım. Sus geldi susmayan dudaklarıma! Demet’in sahne kostümü harikaydı. Hasta olmasına rağmen çok iyi görünüyordu. Bize o meşhur “ votka shot” larından ikram etti.. Her şey çok güzeldi, “Bu şarkı paşama gitsin” diye bana şarkı yollaması da ayrı bir jestti. Demet şarkılarını söylerken şunu düşündüm. Söylediği her şarkı hitti ve Demet şarkı seçimini çok iyi yapıyordu! 2010 yılında dayaza damgasını vurmayı planlayan Demet’in yeni albümünü Mart sonu gibi piyasaya sunacağının da bilgisini edindim. Meraklısına duyurulur..

NOT 2 : Yine önceki yazının notu… Ben demiştim ki Ayşe Aral, Mehmet Coşkundeniz ve Necmi Yapıcı’nın konuk olacağı Sosyal Alem programını ne yapıp edip izleyeceğim! Aslında Elif Dağdevirenle günler öncesinden konuşmuştuk programı stüdyodan izlemek konusunda ama dönüş saatinin çok geç olacağı ve benim de bir arkadaşımın doğum gününde bulunacağıma dair söz verdiğimi göz önünde alınca programa gidemedim. Eee program saati geldi çattı, evde Digitürk yok! Ama naptım ettim ben programı izledim. Nasıl mı? Açtım Digitürk Genel Merkeze bir telefon, anlattım böyle böyle, “E gelin burada izleyin” dediler, gittim ulaştırma bürosuna , şoför arkadaşlarla birlikte programı izledik. Sanırım kafama koyduğum şeyi yapmamak konusunda engelim yok!

12 yorum:

  1. Demet Akalın'ın bu ayrıcalığı hangi yönüyle elde ettiğini merak etmekteyiz Paşam;)

    YanıtlaSil
  2. eee azmin zaferi işteee ne olursa olsun istediğinden vaz geçmeyecen önünde ne kadar engelde olsa... sen buna örneksin sen bi başkasın :))) DEVAAAAMMM !!!

    YanıtlaSil
  3. işte bir paşa klasiği orjinal bir hayat hikayesi bu yazıya bir başlık atıyorum yanlış anlaşılmazsa eğer :

    " Never say never "

    YanıtlaSil
  4. Ahahaha severek okudum bu sefer =) Çok eğlenceli olmuş Paşa'M eline sağlık...

    HusamAri ;)

    YanıtlaSil
  5. Acaba Oğlak burcu musunuz diye merak etmeden duramadm? :)) Kafanıza koyduğunuzu yapmışsınız. Ee güzel de olmuş.. Belki bir gün biz de Sezen Aksu kulisine girebiliriz.. Sosyalalem programını izlemek için verdiğiniz mücadele de takdir-e şayandı gerçekten. :)Tebrikler..Güzel bir yazı olmuş. Doğal, samimi, içten... Sevgiler...:)

    YanıtlaSil
  6. pasam gerçekten bu 2 blogun güzel farklı olmuş çok begendim.şunu söylemeliyim şanslısın herkse nasip olmaz buarada biz kulis fotolarını görebilecek miyiz acaba?

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Başarılı .. Akıcıydı sıkılmadım .


    Tebrikler

    YanıtlaSil
  9. amma ağlenceli yazı...benim kulisim e de bekliicem bi gün o zaman....bir dost.... :))))

    YanıtlaSil
  10. Mühtiş bir yazı olmuş,özellikle başlık çok hoş bi gün de biz seni kulisin de ziyaret ederiz belli mi olur :)))

    ben kimmiyim bi dost hehehe:))

    YanıtlaSil
  11. aaah ah. Candan Erçetin'in de kulisleri bir harikadır... Özledim o günleri...

    YanıtlaSil