11 Haziran 2010

İlk Öpücük


Çoğukluğu veya gençliği 93-94 yıllarına denk gelenler tam okul dönüş saatimize rastlayan ve Show TV’de yayınlanan “İlk Öpücük”(Orj.Adı:Premiers Baisers ) isimli diziyi hatırlayacaktır. İlk Öpücük, “Annette”, “Fransua”, “Justine” karakterleriyle o dönemin efsane dizisiydi. TRT-1’de haftaiçi her gün yayınlanan“Atlı Karınca” isimli diziyle büyüyen çocukların ergenlik dönemine denk geliyordu.

Şimdi şimdi düşündüğümde içeriğinde çok dolu değildi aslında (şimdiki gençlik dizileri çok daha iyi) ama yine de o dönemin fenomeniydi “İlk Öpücük”. İlk gençlik aşkları, çıkmalar ve ilk öpücük...

Dizinin etkisiyle de olsa gerek henüz o yaşa kadar herhangi bir kızla öpüşmemiş olan ben, öpüşmek nasıl bir şeydir çok merak ediyordum. Nasıl bir his olacak, nasıl hissedecem acayip bir merak konusuydu bende. Eee yaşım olsun 11-12. Bir kıza da “Gel öpüşelim” de denmezdi ya!

Hemen planlara başladım. Önce bir kaç aday belirlemek lazımdı. İlk aday annemim kankisinin kızı Burcu idi. Üst kat komşumuz olduğu için öpüşebilecek en uygun yer de tabi ki apartmandı. Ama meraklı komşularımız çoktu ve riskliydi hem de annelerimiz arkadaş olduğu için ayıp olurdu, duyulurdu... Maalesef bu işin Burcu’yla olamayacağına karar verdim.

İkinci aday okulda çıktığım Esra’ydı. Ama babası çok sofu bir kişilikti. O kız çıkma nedir nerden bildi de benle çıkmaya başladı zaten şaşkınlık içindeydim. Çünkü çok asosyal, değil erkeklerle kızlarla bile konuşmayan içine kapanık bir kızdı. Hiç tarzım değil ama o 12 yaşındaki hınzır zihin ilk çıktığı kız olarak onu seçmişti. Elini dahi tutamadığım bir kızı öpebilmek bir kaktüsü öpmek kadar zordu o dönem. Hem mekan da yoktu. Okul olamazdı yakalanırsak ve babasının kulağına giderse genç yaşta öpücük hastalığından giderdim herhalde. Ee o zaman da ne “Öpecem abi, evin anahtarını versene” diyebileceğim bir arkadaş ne de bunu diyebilecek tilki zihnim vardı. Sonuç Esra da fiyaskoydu..

Işıl ise yan apartmanda oturan en güçlü sonuncu adayımdı. En güçlü diyorum çünkü zaten uzaktan uzağa kesişirdik.. Sanırım bende gönlü vardı, aslında vardır evet hatta aşikardı.. Ama bakışları çok boştu .. Olsun ben yine de deneyecektim, karar verdim.. Bir günümün tamamını sokakta onunla voleybol oynayarak geçirdim. Salak bir topu salakça 4 saat birbirimize attık durduk. O boş boş bana bakıyor ben ise kaşlarımı çatıyordum. Havanın kararmasına yakın sıkıldığımdan “Kömürlüğüme gidelim mi?” dedim. Kömürlük evet çünkü o şekilde planlamıştım. Apartmanla riskli olacağından Işıl’ı kömürlüğe çağıracak ve onu öpecektim :)
O bana hayranlıkla boş boş bakan kız kömürlüğe gidelim mi deyince gelmedi tabi ! Hızla koşarak evine gitti. Demek yine bana hüsran bana yine hasret var diyerekten, boynum bükük, dudağım büzük evime gittim.

İlk Öpücük kimle oldu diye merak eden varsa hiç ummadığım biriyle oldu ... Okulumuzu taa Almanya’lardan ziyarete gelen ve bizle kardeş okul olan bir lisenin çok ama çok güzel bir alman kızıyla.. Kız benden 2 yaş büyüktü ama benim o saf aklım o ilk öpücüğe odaklandığı için sadece öpüştük... Ama yine de o ilk heyecanı Nina ile yaşamak hayatımın en güzel anıydı...

2 yorum:

  1. AboOoOoOoOo :)
    Sen git Türkiyede kızları bırak
    Yabancıyla öpüş :)
    Çok fena çoOoOok...

    Seviyorum yazılarını haberin ola Paşam :)

    YanıtlaSil
  2. güzel, naif bir yazı (:
    sayaç 3 haneyi gördü, kısmetse 4 haneli sayılarıda görür (:
    not: birkana katılmamak içten bile değil...
    m.d.

    YanıtlaSil