29 Eylül 2011

Çok Yaşa











Türk toplumu olarak birisi hapşırınca ona “Çok yaşa” deriz. Bu durum batıl inançtan öte bir kibarlık olarak görülür toplumda. Nedense yolda, sinemada, tiyatroda, ofiste birbirine kibarlık konusunda hiç de cömert olmayan milletimiz iş hapşırmaya gelince birden kibarlaşıp “çok yaşa “ temennisini her nerde, nasıl bir ortamda olursa olsun iletir.

Okullarda, kurslarda, seminerlerde tam sunumun veya dersin en önemli yerinde biri hapşırır. İnsanlık hali , şimdi kimseyi hapşırdı diye suçlayamayız ama o peşi sıra gelen “Çok Yaşa” lar yok mu... O kişinin yakın çevresindeki herkes mutlaka “Çok Yaşa” der, o sunumun o anının içine eder. Tanısın tanımasın, samimi olsun olmasın, “Çok Yaşa “ demeyini dövüyorlar sanki. Sonra da zaruri olarak cevaplanan “Sen de Gör” ler, “Hepberaber” ler...

Zaten birbirini tanımayan veya az muhabbeti olan insanların birbirine “Çok Yaşa” , “Sen de Gör “ demesi çok saçma. Hayatımda önemli bir yeri olmayan bu insanı bir daha nerden nasıl görecem acaba?

“Çok Yaşa” zamanla kuvvetle muhtemel, bilmiş orta yaş teyzelerin bilmiş katkılarıyla “İyi Yaşa” ya dönüşmüştür. “Ay yok ben çok yaşamayayım, çekerek yaşamaktansa iyi yaşaşayım” temennisi yatar bu “İyi Yaşa” nın ardında. Yeni trendimiz artık son zamanlarda “İyi Yaşa” olmuştur.
Kibarız ya , bir toplantıda veya eğitimde hapşırdığımız zaman mutlaka birisi en bilmiş ses tonuyla “İyi Yaşa” der. Nasıl karşılık vereceğinizi de bilemezsiniz : “Ya ben bunu tanımıyorum da ne desem acaba, sağol ? hep beraber ? kem küm...”

Bir de yeni trendlerden biri “Hapşırığını tutma !” Yahu biliyorum kaç kere yazıldı , çizildi, doktorlar tarafından onaylandı, hapşırığı tutmanın bazen ölümle bile sonuçlandığı görüldü. Ama sessiz bir ortamda “Çok Yaşa” lar gelmesin diye sessiz sessiz hapşırmak zorundayım. Ha bu sefer de ortamda benim sessiz hapşırdığımı duyan bir sivri hemen atlar:
“Aaaa hapşırığını tutmaa çok zararlı baak!”
“Yok yaa, ben bilmiyodum!”

Benim açımdan bu durum böyledir. Özellikle ofis gibi, eğtimi gibi seminer gibi hatta cenaze gibi sükutun korunduğu yerlerde hapşırarak ortama rahatsızlık vermekten öte gelecek olan “Çok Yaşa”, “İyi Yaşa” silsilelerinden ötürü zinhar hapşırmak istemem.
Ama biz çok kibarız ya, mutlaka iyi dileklerimizi karşımızdakine ortamın sessizliğini ve dikkatini bozmak pahasına iletmek isteriz. Sanki ben hapşırınca bana “Çok Yaşa” denmezse oracıkta ölüverecem. İşte batıl inanç!
Mümkünse bana kimse bana hapşırınca “Çok Yaşa” demesin kardeşim! Sahte “Sen de Gör” lerle o anki konsantremi bozarak kimseyle zorunlu olarak böyle bir diyaloga girmek istemiyorum. Ben de çok zorda kalmadıkça ben kimseye hapşırınca “Çok Yaşa” demiyorum çünkü bunu bir kibarlık , bir görgü olarak görmüyorum. Benim kibarlığım ve görgüm başka alanlarda zaten kendini gösteriyor zaten.

Ha bu arada şu sıralarda bir giyim markasının Kıvanç Tatlıtuğ’u oynattığı reklamlardaki hapşırma sahnesi ve peşine gelen Kıvanç’ın “Çok Sev” repliği var ki o ayrıca beni benden alıyor! Çok gereksiz ve o denli saçma. Hatta itici ! Ama Türk halkının “Çok Yaşa” lara olan zaafını ve bağımlılığını çok iyi bilen reklam dehaları bu durumu kullanarak reklamdan ve markadan çok iyi bahsedilmesini sağlıyor.

Cidden tebrik edilesi !

2 yorum:

  1. kesinlikle katılıyorum "çok sev" ne saçma birşey dedim ya... ya birde o reklam da bana aşık olmasından korkuyorum repliği var ki o daha beter...

    ayrıca herkese değil ama bende sevdiklerime "iyi yaşa" diyen teyzelerdenim :))) ya gençler hiç mi kullanmıyor :))

    acaba hapşırık işte diye geçiştiriyorlarmı :))

    en çok ta gripken sıkar insanı sürekli çok yaşalar... ölümsüz olacağız hep birlikte :))

    YanıtlaSil
  2. Değerli site yöneticisi,bloğunuzdaki paylaşımlarınız çok yararlı oluyor ağır ceza avukatı olarak bu paylaşımlardan dolayı teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil